User
Write something
Benimle Birlikte Büyüyen Skool Topluluklarım
Hep söylüyorum: Bir topluluk, tek bir ilgi alanıyla sınırlı değildir. İnsan merakı dallanıp budaklanır; aynı ağacın farklı dalları gibi… Ben de Skool’da tam olarak böyle bir yapı kurdum. Her biri farklı bir ruh taşıyan, ama aynı “öğrenme – üretme – paylaşma” çizgisi etrafında birleşen topluluklarım var. Bugün size kısaca bu evrenin kapılarını açmak istiyorum. 1. Doğanın Renkleri Topluluğu Doğal boyama, ecoprint, bitkiler, renkler, tarih, teknik ve deney… Bu grup tam anlamıyla atölyemin dijital hali. Burada eğitimler, rehber içerikler, mini dersler, deney paylaşımları ve ilham akıyor. Doğanın bilgeliğine güvenen herkes bu masanın etrafına davetli. Şu an aylık 8 USD katılım ücreti bulunuyor ve yılbaşından sonra yeni eklenen eğitimlerle birlikte ücretimiz artacak. Bu artıştan önce katılmanızı tavsiye ederim. Aşağıdaki linkten katılabilirsiniz: Doğanın Renkleri Dergisi 2. Kedidir Kedi – Kedi Severlerin Buluşma Noktası Biraz nefes, biraz eğlence, bolca mizah… Kedilerle ilgili davranış biliminden günlük hayata, şehir efsanelerinden pratik ipuçlarına kadar uzanan sıcacık bir topluluk. Evimizin tüylü filozoflarını birlikte anlamaya çalışıyoruz. Katılım şu an ücretsiz. 50 kişiye ulaştıktan sonra ücretli hale gelecek. Ücretsizken hemen katılabilirsiniz 🙌 Aşağıdaki linkten katılabilirsiniz: Kedidir Kedi 3. Ayvalık Hâli Topluluğu Ayvalık’ın rüzgârı, pazarı, adaları, sokakları, gizli durakları, kahveleri, efsaneleri… Bu grup Ayvalık’ı yaşayan, seven, merak eden herkes için. Bir nevi yerel kültür günlüğü diyebiliriz. Hikâyeler, deneyimler ve keşiflerle dolu. Katılım şu an ücretsiz. 100 kişiye ulaştıktan sonra ücretli hale gelecek. Ücretsizken hemen katılabilirsiniz 🙌 Aşağıdaki linkten katılabilirsiniz: Ayvalık Hali
Ankara Kedileri – Devlet Ciddiyetinin Arasında Saklanan Sıcaklık
Ankara kedileri denince akla önce “soğukkanlılık” gelir, ama bu sadece yüzeydir. Gerçek Ankara kedisi; bürokrasinin gölgesinde büyümüş ama esnafın sıcaklığıyla yoğrulmuş, ciddi görünümlü ama içten içe çok oyuncu bir karaktere sahiptir. Ankara’nın kedileri sabah erken kalkar. Memurlar mesaideyse, kediler de sokaktadır. Kızılay’da bir bankın altında, Ulus’ta tarihi bir dükkânın önünde, Tunalı’da bir kafede… Hepsi kendi bölgesinde günün akışını izler. Ankara kedisi şehrin ritmini çok iyi bilir: Metro kalabalığının saatini tanır, simitçilerin çıkış saatini bilir, esnafın alışveriş ritüellerine tanıdıktır. Biraz Ankara insanı gibidir aslında: Dışarıdan bakınca mesafeli, tanışınca sıcacık. Diğer şehirlerin kedileri gibi atılgan değildir; biraz düşünür, biraz bakar, sonra yaklaşır. Bu temkinli yaklaşım aslında Ankara’nın “edinilmiş sakinliği”dir. Kışları uzun ve soğuk olduğu için Ankara kedileri strateji ustasıdır: - Metro girişleri - Apartman boşlukları - Kapalı otoparklar - Üniversite kampüsleri onların kış sığınaklarıdır. O yüzden Ankara kedisi defansif yaşamayı bilir. Şehir soğuktur ama kediler arasında dayanışma sıcaktır. Bazen bir bakkalın kapısında sıra olmuş kedileri görürsün: “Kim önce mama alacak?” değil, “Bugün hangimiz öne çıkalım?” tavrındadırlar. Ankara kedilerinin zekâsı da ayrı bir konudur. Bir kapıyı nasıl açacağını, hangi esnafın daha bonkör olduğunu, hangi bankın altında gün boyu güneş kaldığını bilir. Ve geceleri…Tunalı, Bahçeli ve Kuğulu Park üçgeni kedilerin gece hayatına sahne olur. Parkta su birikintisinin yanında bekleyen kediler, ağaçların gölgesinde pusuya yatanlar…Hepsi şehrin gece sessizliğinin saklı birer ritüelidir. Ankara’da özel bir kedi semti var mı acaba? Kuğulu Park mı, Kızılay mı, yoksa kampüsler mi?
Ankara Kedileri – Devlet Ciddiyetinin Arasında Saklanan Sıcaklık
İstanbul Kedileri – Tarihin, Kaosun ve Merhametin Arasında
İstanbul’da kediler başka türlü yürür. Sanki şehrin bütün tarihini, karmaşasını, gürültüsünü ve kalabalığını içlerinde eritmiş gibi. Bir kediyi Galata sokaklarında dolaşırken izlersin… İnan bana, senden daha iyi yol bulur. Ve belki de senden daha çok “İstanbullu”dur. İstanbul kedileri sadece sokaklara ait değildir; camilerin avlularına, balıkçıların yanına, esnafın kapı önlerine, tarihi hanların merdivenlerine yerleşir. Bu şehrin kültürü, onları korumak ve beslemek üzerinden şekillenmiş gibidir. İstanbul’da “kedi” kelimesi bile ayrı bir saygı taşır. Bir kedi Süleymaniye’de dolaşırken aynı anda hem 500 yıllık tarihin içinden geçer, hem de günümüzün kalabalığında sakince yol alır. Çünkü İstanbul’un ritmini en iyi onlar çözer. Biz trafik, kalabalık, koşturma derken onlar kendilerine her zaman sessiz bir köşe bulur. Güneşi görürler → gerinirler. Balık kokusunu alırlar → kıyıya doğru yürürler. Bir kapı açılır → önce kontrol eder, uygun görürlerse içeri süzülürler. İstanbul kedilerinin en belirgin özelliklerinden biri de toplumsal dokuyu birleştirmesidir. Bir kedi kapı önüne geldiğinde en sert insan bile gülümser. Bir mahallede bir kediye bakan onlarca insan vardır; kimisi mama getirir, kimisi su, kimisi sevgi. O kedi mahalleyi birbirine bağlayan küçük bir topluluk öğesidir. Ve belki de İstanbul kedilerini en özel yapan şey şu: Tarih boyunca kimseye tam ait olmamaları. Biraz özgürlük, biraz merak, biraz bilgelik… Sanki İstanbul’un tüm ruhunu tek bir bakışlarında taşırlar. İstanbul’da seni en çok etkileyen kedi hangi semtteydi?
İstanbul Kedileri – Tarihin, Kaosun ve Merhametin Arasında
Hoş geldiniz
Aramıza hoş geldiniz @Melek Öz.
🐾 Kedinin İsmini Nasıl Buldun? – İsimlerin Arkasındaki Hikâyeler
Kedilerin isimleri hiç tesadüf değil. Bazen bir bakışta gelir, bazen günlerce düşünüp karar veremeyiz, bazen de evin en küçük üyesi tek cümleyle herkesi susturur. Bizim ilk kedimizin ismi tam olarak böyle ortaya çıktı. O zaman oğlum 4 yaşındaydı. Küçük, kararlı ve ikna edilmesi imkânsız yaşlar… Kedi için farklı isimler düşündük, listeler yaptık, “şöyle olsun, böyle olsun” diye tartıştık ama sonuç hep aynı yere geldi: Oğlum bir isim söyledi ve başka hiçbir isme ikna olmadı. Biz yetişkinler uzun uzun düşünürken, o bir anda kararını vermişti. Çocukların o filtresiz, doğrudan kalpten gelen haliyle… Bazen gerçekten kedi isimlerini en iyi onlar koyuyor; biz de mecburen “tamam, peki” deyip teslim oluyoruz. İtiraf edeyim: İyi ki de öyle olmuş. Şimdi o isim, bizim evin hafızasında bir dönem, bir yaş, bir ses tonu, bir kahkaha olarak yaşıyor. Şimdi merak ediyorum, sıra sizde: 🐱 Senin kedinin ismi nasıl bulundu? Biraz anlatır mısın? İlk gördüğünde aklına gelen ilk kelime miydi? Bir filmden, kitaptan, şarkıdan mı geldi? Evdeki çocuk mu karar verdi, yoksa aile konseyi mi toplandı? Önce başka isim düşünülüp sonradan değişti mi? İsimler sadece “hitap” değildir; evin hikâyesine düşen küçük notlardır. Hadi anlat: Senin kedinin ismi hangi hikâyeden doğdu? 🐾
🐾 Kedinin İsmini Nasıl Buldun? – İsimlerin Arkasındaki Hikâyeler
1-12 of 12
powered by
Kedidir Kedi!
skool.com/kedidir-kedi-6299
Bilgeliklerini, tuhaflıklarını ve güzelliklerini sevenlerin buluşma alanı. Kedi davranışları, sağlığı, tarihi ve ilham verdiği sanatlar konumuz.
Build your own community
Bring people together around your passion and get paid.
Powered by