Kediler dünyayı bizim gibi görmez…
Koklar.
Onlar için koku, hem kimlik hem hafıza hem de anlamdır.
İnsan beyninde görsel bölge neyse, kedide koku bölgesi odur.
Kedilerin burun içinde yaklaşık 200 milyondan fazla koku reseptörü vardır.
(Bizimkinde ortalama 5 milyon. Yani aramızdaki fark… epey büyük.)
Bu mucizevi koku alma sistemi sayesinde:
Bir insanın gelip geçtiğini saatler sonra anlayabilirler,
Yemeğin tazelik derecesini anında çözerler,
Başka bir kedinin ruh halini kokusundan okurlar,
Evdeki değişiklikleri daha sen fark etmeden hissederler.
Koku, kedi için duyuların penceresidir.
Bilimsel çalışmalar, kedilerin kokular üzerinden çevre güvenliğini sürekli taradığını gösterir. Yani o kapı eşiğinde 10 saniye kokladığı yer, sadece merak değil; “Güvenli mi değil mi?” diye yaptığı mini bir analizdir.
Koku onlar için güvenliktir.
Kedilerin eve yeni gelen bir objeyi dakikalarca koklamasının nedeni budur.
O objeyi kendi kokusal hafızasına yerleştirirler. Bu hafızaya “scent map” denir:
Yani evin kendi kokusal haritası.
Ev değişince, yeni mobilya gelince, yeni biri eve taşınınca kedilerin strese girmesinin nedeni de bu haritanın değişmesidir.
Kediler dünyayı gözleriyle değil, burnunun içindeki koku laboratuvarıyla algılar.
Senin kedin en çok hangi eşyaları kokluyor? Kapı önü, çanta, kıyafet…?